Dünya Mirası Listesi’nde yer alan görkemli binaların hepsi tarihi ve kültürel öneme sahip. Bu binalar, dünya çapında on binlerce turistin ziyaret ettiği yerlerden sadece birkaçı. Bu rehberde, siz de tarihin tozlu sayfalarına yolculuk ederek dünya mirası binalarını keşfedebilirsiniz!
Bu binalar arasında Hindistan’daki aşkın sembolü olarak bilinen Taj Mahal, Machu Picchu antik kenti, İsviçre’deki Jet D’Eau, İstanbul’daki Ayasofya ve Ürdün’deki Petra antik kenti gibi pek çok ilginç yer var. Gezginler, yüzyıllar boyunca inşa edilmiş bu binaların mimarisini ve tarihi dokusunu keşfe çıkıyorlar.
Taj Mahal’in efsanevi aşk hikayesi, Machu Picchu’daki gizli tüneller, Jet D’Eau’nun devasa bileşenleri, Ayasofya’nın tarihi dokusu ve Petra’nın sırları sizi bekliyor. Bu binalar, dünya mirası listesinde yer aldığı için turistlerin ilgisini çekiyor. Bu binaların her biri açık hava müzeleri gibi ve ziyaretçileri binlerce yıl öncesine götürüyor.
1. Taj Mahal
Taj Mahal, dünya üzerinde en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul edilmekte ve Hindistan’ın en popüler simgelerinden biridir. Mimarisi, güzelliği ve tarihi önemi nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ancak, Taj Mahal hakkında bilinmeyen pek çok ayrıntı da bulunmaktadır.
Bu yapının inşası, 1632 ve 1653 yılları arasında Mughal İmparatoru Şah Cihan tarafından eşi Mumtaz Mahal’in anısına yapıldı. İnşaatın tamamlanması, 20.000 işçi tarafından gerçekleştirildi. Buraya yapılan ziyaretlerde, ziyaretçilerin hemen fark edemeyecekleri detaylar bulunmaktadır. Örneğin, mimari sanat eseri, dört gözlem kulesiyle çevrilidir ve bu kuleler farklı yönlerinde öne çıkacak şekilde özel olarak yerleştirilmiştir.
- Efsanevi halılar: Taj Mahal’daki bazı halılar, binlerce elmas ve diğer değerli taşlarla işlenmiştir. Bu halılar o kadar değerlidir ki, hiçbir ziyaretçi dokunamaz ya da onlarla temas halinde olamaz.
- Taj Mahal, tamamen mermerden yapılmıştır ve dünyanın en büyük mermer yapılarından biridir. Mermerin yasaklanması nedeniyle, Taj Mahal’in yapımında kullanılan mermer özel olarak getirilmişti.
- Taj Mahal, solgun turuncu renkli bir taştan yapıldı. Bu taş, özellikle bu inşaat için özel olarak kaliteli bir şekilde çıkarıldı.
Taj Mahal, aynı zamanda bir astronomik saat olarak da kullanılmaktadır. Ana kubbenin üzerinde bir gök kubbe var ve buradaki yıldızlara göre Ramazan ayının başlangıcını belirlemek mümkündür.
Taj Mahal, dünya üzerindeki kadın güzelliğine bir meşale yakarak, eşlerine olan duygusal bağlılığı gösteren birçok Mughal İmparatoru tarafından yaptırılmıştır. Bu nedenle, Taj Mahal, ‘aşkın sembolü’ olarak da kabul edilmektedir. Bir inşaat harikası olarak Taj Mahal’i görmeyi hayal ediyorsanız, Hindistan’ın kuzeyindeki Agra şehrine gitmeyi planlayabilirsiniz.
2. Machu Picchu
Peru’daki Machu Picchu antik kenti, sıradışı mimari özelliklerini ve doğal güzellikleriyle ziyaretçileri büyülemektedir. Gebelik, ağaçlar ve dağlar arasında yer alan bu antik kente yeşil yolculuk yaparak ulaşabilirsiniz.
Antik kentte görülecek birçok bölge var. Örneğin, çeşitli mimari yapılar ve yakındaki dağların göz alıcı manzarasıyla ünlü Plaza Principal bölgesi vardır. Aynı zamanda antik kentte kutsal bahçeler, kasabalar ve mezarlıkların yanı sıra, eski halkların kullanımı için yapılmış tünel sistemlerinin de yer aldığı birçok yapı vardır.
Antik kente yapılan gezilerde, bir rehberli tur seçeneği de bulunmaktadır. Rehberli turlar, kentin tarihi ve mimari özellikleri hakkında derinlemesine bilgi almanıza yardımcı olabilir. Diğer yandan, bölgede yer alan bazı dağ patikaları da doğaseverler için bir hayli çekici olabilmektedir.
- Eğer Machu Picchu’ya gitmeyi planlıyorsanız, yanınızda mutlaka güneş kremi, su, yedek kıyafet ve şapka gibi temel ihtiyaçları almayı unutmayın.
- Ayrıca, gün boyunca yürüyeceğinizi unutmayın, bu yüzden rahat bir ayakkabı ya da yürüyüş ayakkabısı giymeniz gerekebilir.
- Rehberli turların yanı sıra, tırmanış, yürüyüş ve bisiklet turları gibi diğer aktiviteler de bulunmaktadır.
Keşfedilecek birçok yeri ile antik kent, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunmaktadır. Machu Picchu’yu ziyaret ederek, geçmişin büyüleyici ve gizemli dünyasını keşfedebilir, aynı zamanda doğal güzelliklerin tadını çıkartabilirsiniz.
2.1 Machu Picchu Gezisi
Machu Picchu, Peru’da yer alan tarihi bir antik kenttir ve ziyaretçilerin ilgisini çeken en önemli tarihi yerlerden biridir. Ancak bu antik kente ulaşmak biraz zor olabilir. Machu Picchu’ya gitmenin birkaç farklı yolu vardır. Bunlar arasında en popüler olanı, Cusco şehrinden trenle gitmektir.
PeruRail ve Inca Rail gibi birkaç farklı tren şirketi, Cusco’dan Aguas Calientes’e (Machu Picchu’ya chak uzaklıkta olan şehir) giden tren seferleri sunmaktadır. Yaklaşık 3,5 saat süren bu yolculuk, muhteşem manzaralar eşliğinde gerçekleşir ve gerçekten unutulmaz bir deneyimdir.
Machu Picchu’ya gitmek için diğer seçenekler arasında bazı turlar da bulunur. Bu turlar genellikle Cusco şehrinden başlar ve Aguas Calientes’e kadar otobüs ve trenle giderler. Bazı tur şirketleri, Machu Picchu’da rehberli turlar da sunmaktadır, böylece ziyaretçiler antik kent hakkında daha fazla bilgi edinebilirler.
Diğer bir seçenek, Machu Picchu’ya yürümektir. Ancak bu seçenek, oldukça zorlu bir tırmanış gerektirir ve sadece tecrübeli dağcılar için uygundur. Ayrıca, bu rotada yürümek, önceden izin alınması gereklidir ve sınırlı sayıda izin verilmektedir.
Machu Picchu’ya giderken yanınızda almanız gerekenler arasında su, şapka, güneş kremi, rahat ayakkabılar, hafif bir ceket ve fotoğraf makinesi bulunur. Ayrıca, antik kente girerken ücretsiz bir bavul depolama alanı da mevcuttur, bu nedenle fazla eşyalarınızı bırakabilirsiniz.
Her ne kadar Machu Picchu’ya gitmek zor olsa da, bu eşsiz antik kente gitmek gerçekten inanılmaz bir deneyimdir. Dünya Mirası Listesi’nde yer alan diğer yapılar gibi Machu Picchu da unutulmaz bir hatıra olarak kalacaktır.
2.1.1 Rehberli tur seçenekleri
Machu Picchu’ya gitmeden önce, hangi rehberli tur seçeneğinin sizin için en uygun olduğunu bilmek önemlidir.
Tur Seçenekleri | Avantajları |
---|---|
Özel Rehberli Tur | Sadece sizin grubunuz ve rehberiniz olacağından, daha fazla kişisel deneyim ve dikkat alabilirsiniz. |
Küçük Gruplu Tur | İlgilendiğiniz tarih ve arkeoloji ile ilgili daha kapsamlı bilgi alabilirsiniz. |
Büyük Gruplu Tur | Daha uygun fiyatlıdır ve farklı insanlarla tanışma fırsatı sunar. |
Hangi tur seçeneğinin sizin için en iyi olduğuna karar verirken, öncelikle ne kadar bütçeniz olduğunu ve hangi tür bir deneyim istediğinizi belirlemek önemlidir.
Ayrıca, tur seçeneğinize bağlı olarak, Machu Picchu’ya giden yolu da değiştirebilirsiniz. Bazı turlar, trenle giderken başka turlar da yürüyüşle veya bisikletle giderken daha fazla macera yaşamanızı sağlayabilir.
En iyi seçeneği seçtiğinizde, rehberiniz sizi tarihi ve kültürel öneme sahip yerleri keşfetmeniz için gezdirecektir. Machu Picchu’da unutamayacağınız bir deneyim yaşamadan önce, uygun tur seçeneğini seçtiğinizden emin olun.
2.1.2 Yanınızda Almanız Gerekenler
Machu Picchu gezisine hazırlanırken yanınıza almanız gereken bazı gereçler bulunmaktadır. Bu gereçleri yanınızda taşıdığınız takdirde geziniz daha rahat ve keyifli olacaktır. İşte size Machu Picchu gezisinde yanınızda bulundurmanız gereken eşyalar;
- Su geçirmez bir çanta: Geziler sırasında hava koşulları her zaman aynı olmayabilir. Sizi beklenmedik bir yağmurdan koruyacak, su geçirmez bir çanta alabilirsiniz.
- Çoklu priz adaptörü: Peru’da, ev aletlerinin fişleri diğer ülkelerden farklıdır. Bu yüzden, kendi ülkenizde kullanılan cihazlarınızı Peru’da kullanmak istiyorsanız bir priz adaptörü almanız gerekiyor.
- Güneş kremi ve şapka: Yüksek irtifa, yoğun güneş ışınlarına maruz kalmanıza neden olabilir. Cildinizi ve başınızı güneşin zararlı etkilerinden korumak için güneş kremi ve şapka yanınızda bulunmalı.
- Kamera: Machu Picchu’daki muhteşem manzaraları ölümsüzleştirmek için fotoğraf makinesi veya cep telefonunuzdaki kamera yanınızda bulunmalı. Ayrıca, yedek pil ve hafıza kartı da yanınıza almanızda fayda var.
- Su şişesi: Machu Picchu’da yüksek rakımların neden olduğu dehidrasyonu önlemek için yanınızda bir su şişesi bulundurmanız gerekiyor. Peru’daki su kaynaklarına güvenmiyorsanız, su şişenizi doldurmadan önce suyu kaynatmayı unutmayın.
- Hafif sırt çantası: Machu Picchu turunuz boyunca yanınızda taşıyacağınız malzemelerin ağırlığını azaltmak için hafif bir sırt çantası kullanabilirsiniz. Bu çanta içinde yanınıza almanız gereken diğer tüm eşyaları rahatlıkla taşıyabilirsiniz.
- Vize ve pasaport: Tabii ki, Peru’ya seyahat etmek için yanınızda vize ve pasaportunuzu mutlaka bulundurmanız gerekiyor.
3. Cenevre Jet D’Eau
Cenevre şehri, İsviçre’nin batısında bulunan ve dünyaca ünlü Jet D’Eau ile tanınan şehirlerden biridir. 140 metre yüksekliğiyle, Jet D’Eau dünyanın en büyük çeşmelerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Jet D’Eau’nun tarihi, 19. yüzyılın ortalarına dayanmaktadır. O zamanlar bu yapı, Cenevre Gölü’nün suyu için bir basınç ayarı aracı olarak kullanılıyordu. Ancak zamanla Cenevre halkı, bu basınç ayarı aracını bir çeşme şekline dönüştürdüler ve köpüklerle kaplanana kadar su yükselebildiği gibi yukarı doğru püskürtmeye başladılar. İlk başta Jet D’Eau yalnızca gün boyunca çalışırken, daha sonra geceleri de ışıklandırılmaya başlandı.
Bugün, Jet D’Eau Cenevre’nin önde gelen turistik yerlerinden biridir ve burada bulunmanız gereken listenin başında yer alır. Yüksek basınçlı pompalar ile çalışan Jet D’Eau, Cenevre Gölü’nün suyunu yukarı doğru püskürtür ve göl çevresindeki tarihi ve turistik yerlerin harika bir manzarasına sahiptir.
Cenevre’de Jet D’Eau’nun yanı sıra gezilecek yerler arasında Cenevre Gölü, St. Pierre Katedrali, Opera Binası, Botanik Bahçeleri, Victoria Hall ve Place Neuve gibi yerler bulunmaktadır. Bu yerleri ziyaret ederken, Jet D’Eau’nun püskürttüğü suya maruz kalmanız ihtimali yüksektir, bu nedenle ziyaretiniz sırasında yanınızda bulunan eşyalarınızın ıslanabileceğini unutmayın.
Cenevre Jet D’Eau, dünyanın en ünlü çeşmelerinden biri olmasının yanı sıra, Cenevre’nin simgesi haline gelmiştir. Bu nedenle Cenevre’ye gelmişken Jet D’Eau’yu görmemek, İstanbul’a gelip Ayasofya’yı görmemek gibi bir şey olacaktır. Avrupa’da gidebileceğiniz en romantik şehirlerden birinin Cenevre olduğu söylenebilir. İnanılmaz manzaralar ve tarihi dokusu, ziyaretçileri kendine kaybettirmekte ve unutulmaz anılar bırakmaktadır.
3.1 Cenevre’de Gezilecek Yerler
Cenevre, tarihi ve kültürel öneme sahip birçok mekana ev sahipliği yapmaktadır. Jet D’Eau’nun yanı sıra keşfedilmesi gereken diğer yerlerden bazıları şunlardır:
- St. Pierre Katedrali: Cenevre’nin en ünlü yapılarından biri olan St. Pierre Katedrali, Gotik mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Ayrıca, John Calvin’in Protestan Reform hareketinin İsviçre ayağı için hayati öneme sahip olduğu kilisedir.
- Patek Philippe Müzesi: Dünyanın en ünlü saat markalarından biri olan Patek Philippe, müzesinde saatçilik tarihinin en güzel örneklerini sergilemektedir.
- Vieille Ville: Cenevre’nin tarihi merkezi olan Vieille Ville, dar sokakları, rengarenk evleri ve tarihi binalarıyla ziyaretçileri kendine hayran bırakmaktadır.
- Botanik Bahçeleri: Cenevre Botanik Bahçeleri, yüzlerce bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu bahçeler, doğa severler için adeta bir cennettir.
Bunların yanı sıra, Cenevre’de birçok müze, park ve sanat galerisi de bulunmaktadır. Cenevre’yi keşfetmek için yeterli zamanınız olsa da, özellikle kısa bir ziyaretiniz varsa, bu yerleri mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.
4. Ayasofya
Ayasofya, Türkiye’nin İstanbul şehrinde bulunan ve Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş bir yapıdır. İlk olarak kilise olarak kullanılan Ayasofya, Osmanlı İmparatorluğu döneminde cami olarak kullanılmıştır ve geçtiğimiz yıllarda müze statüsüne kavuşmuştur.
Ayasofya, tarihi boyunca birçok olaya sahne olmuştur. Bizans döneminde İstanbul’un merkez kilisesi olan yapı, aynı zamanda dünya çapında bir mimari harikasıdır. Ayrıca, ayakta kalmış tarihi yapılar arasında en büyük kubbeli yapı olarak da bilinmektedir.
Ayasofya’nın mimarisi de oldukça ilginçtir. İlk olarak Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yapılan Ayasofya’nın iç mekanı birçok çiniyle süslenmiştir ve renkli mermerler kullanılarak yapılmıştır. Ayrıca, Ayasofya’nın kubbesi, onu inşa eden mimarlar tarafından çok yüksek bir noktada yapılmıştır.
Konum | Sultanahmet Meydanı, Fatih, İstanbul |
---|---|
Açılış Tarihi | 537 |
Yükseklik | Kubbe yüksekliği 55.6 metre |
Ziyaretçiler | Yılda yaklaşık 3.5 milyon |
Ayasofya, günümüzde hala dünyanın en önemli tarihi ve kültürel yapılarından biri olarak kabul edilmektedir. Ayasofya’yı ziyaret etmek, diğer ülkelerden gelen turistlerin en çok istediği şeylerden biridir. Tarihin ve mimarinin harmanlandığı Ayasofya, ziyaretçilerini her zaman kendine hayran bırakmaktadır.
4.1 Ayasofya’nın Geçmişi
Ayasofya, İstanbul’da yer alan Bizans dönemine ait en önemli yapılarından biridir. İlk olarak Büyük Konstantin tarafından yapılan yapı, zamanla birçok kez yeniden inşa edilmiştir. İnşa edildiği dönemde Kilise olarak kullanılan Ayasofya, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminde Cami olarak hizmet vermiştir.
Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Justinianos’un emriyle 532-537 yılları arasında yapılmıştır. İnşaatı, 5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır. Ayasofya’nın mimarları Artemios ve İsidoros’tur. Kilise, İstanbul’un fetih dönemiyle birlikte Fatih Sultan Mehmet tarafından Cami’ye çevrilmiştir. Cami olarak hizmet verdiği dönemde yapıya bazı değişiklikler yapılmıştır. Caminin ana giriş kapısı olan Narthex, 19. yüzyılın sonunda Sultan II. Abdülhamid zamanında tamamen yeniden yapılmıştır.
1934 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Atatürk’ün emriyle Ayasofya müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde Ayasofya, zengin bir mozaik ve taş işçiliği ile süslenmiş bir müze olarak hizmet vermiştir. Ancak, 2020 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasıyla birlikte Ayasofya, yeniden Cami olarak kullanılmak üzere ibadete açılmıştır.
Ayasofya, tarihi önemi ve mimari güzelliği ile dünyanın en önemli turistik mekanlarından biridir. Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu muhteşem yapı, özellikle Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.
4.2 Ayasofya’nın Mimari Özellikleri
Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmış bir kilisedir ve mimari özellikleri ile diğer binalardan farklıdır. İlk olarak, Binanın kubbesi 56 metre yüksekliğinde ve 31 metre çapındadır. Kubbe, Roma mimarisinde kullanılan kemerlerin yerine pendentif ismi verilen küreler üzerine yerleştirilmiştir. Bu, kubbenin ağırlığının daha iyi dağılmasını sağlamış ve diğer yapılardan farklı bir görünüm kazandırmıştır.
Ayasofya’nın benzersiz özelliklerinden biri de diğer Bizans kiliselerinden farklı şekeriyledir. Tüm Bizans kiliseleri doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen plana sahipken Ayasofya, kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen plana sahiptir. Bu planlama, binanın kubbesinin daha yüksek ve büyük bir görünüm kazanmasına yardımcı olmuştur.
Binanın iç kısmındaki özellikler ise sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda süslemeler açısından da farklıdır. Ayasofya’nın iç mekanında, Bizans İmparatorları tarafından yapılan mozaikler, çini işlemeleri ve freskler bulunmaktadır. Bu süslemeler, diğer Bizans kiliselerinden daha zengin ve detaylıdır.
Genel olarak, Ayasofya’nın mimari özellikleri, Bizans İmparatorluğu’nun görkemli yaptırımlarından biridir ve diğer binalardan benzersiz bir şekilde ayrılmaktadır.
5. Petra
Petra, dünya mirası listesinde yer alan en popüler antik kentlerden biridir. Ürdün’de bulunan Petra, İncil’de de bahsi geçen yer olarak, turistlerin ziyaret etmek için tercih ettiği yerler arasında yer almaktadır. Petra’nın en öne çıkan özelliği, tapınakları ve tünelleridir.
Petra antik kentinde yer alan tapınaklar, el işçiliğinin ne kadar özgün olduğunu gösteriyor. Her bir tapınak, ayrı bir hikayeye sahip. Örneğin, Kubbe Mabedi, Petra’daki en büyük tapınaklardan biridir ve tahminen milattan önce 1. yüzyılda yapılmıştır. Tapınağın mimarisindeki ayrıntılar, dinsel inançların önemini vurgular.
Petra’daki tüneller, antik kentin su kaynaklarını ve yollarını korumak için kullanılmıştır. Bu tüneller, Petra’nın yer altı dünyasına giden kapılardır ve keşfedilmeyi bekleyen doğal güzelliklerle doludur. Aynı zamanda, tünellerin mimarisi de oldukça etkileyicidir ve Petra’nın zengin tarihi mirasını yansıtır.
Petra’ya gitmek için, öncelikle Ürdün’ün başkenti Amman’a varmanız gerekiyor. Ardından, Petra’ya gitmek için taksi veya otobüs seçeneklerinden biriyle seyahat edebilirsiniz. Petra’ya gitmek için ortalama seyahat süresi, Amman’dan 2 saat sürer. Petra’ya gitmeden önce, Vadi Musa’da konaklama rezervasyonu yapmanız tavsiye edilir.
- Monastery (Deir) – Bu büyük tapınak, Petra’nın en sakin ve sessiz yerlerinden biridir ve ziyaret edilmesi gereken en önemli yerlerden biridir.
- Siq Kanyonu – Petra’ya girmeden önce, Siq Kanyonu’nu keşfetmeniz tavsiye edilir. Kanyon, Petra’ya giden giriş yoludur.
- Kral Mezarları – Bu mezarlar, Petra antik kentinin İncil’e atıfta bulunan en etkileyici yapılarından biridir.
- Ufak Petra – Petra’nın tamamı turistlerin ilgi odağı olsa da, Ufak Petra’yı da keşfetmek isteyebilirsiniz. Ufak Petra, Ton’da bulunan Büyük Petra’nın hemen dışında yer alan bir antik kenttir.
Petra antik kenti, kültürel ve tarihi açıdan zengin bir gezi noktasıdır. Burada, tapınakların mucizesine merak duyanlar ve tünellerin gizemlerini çözmek isteyenler için eşsiz bir keşif fırsatı sunuyor.
5.1 Petra’ya Nasıl Gidilir?
Petra’ya ulaşmanın en kolay yolu Amman veya Akabe’den bir araç kiralamaktır. Amman’dan Petra’nın bulunduğu Wadi Musa kasabasına yaklaşık 3 saatlik bir yolculuk sürerken, Akabe’den 1,5 saat sürmektedir. Havalimanında bir araç kiralayabilir veya önceden rezervasyon yapabilirsiniz.
Ayrıca, Petra’ya düzenlenen turlar da mevcuttur. Rehberli turlar, ulaşım, giriş ücretleri ve bazen yemek dahil olmak üzere tam bir paket sunarlar. Petra’ya gitmek önceden planlanmayan bir gezi ise, güvenli ve kolay bir seyahat için bu tur seçeneği oldukça yerinde bir tercih olabilir.
Petra’da gezilecek diğer yerler arasında Siq, Büyük Tapınak, Kral Mezarları ve Anfiteatr yer almaktadır. Bunlar dışında, çevredeki yürüyüş rotaları, yamaç paraşütü, at binme ve Bedevi çadırlarında konaklama gibi aktiviteler de sunulmaktadır.
5.2 Petra’nın Gizli Köşeleri
Petra antik kenti, sadece tarihi ve mimari özellikleri ile değil, aynı zamanda gizli köşeleriyle de ünlüdür.
Birçok turistin ziyaret etmediği bu nadir keşfedilen yerler arasında “The Monastery”, “The High Place of Sacrifice” ve “The Treasury” yer almaktadır. “The Monastery”, Petra’nın son derece muhteşem yapısıdır ve uzun bir tırmanış gerektirir. Petra’daki en yüksek noktalarından biri olan “The High Place of Sacrifice”, muhteşem manzaralar sunar. “The Treasury” ise Petra’nın en ünlü özelliklerinden biridir, ancak gizli köşeleri arasındadır çünkü turistler tarafından çok fazla ziyaret edilir.
Ayrıca, “The Snake Monument” adı verilen kayalık ve “The Garden Temple Complex” adı verilen başka bir bölge de nadir ziyaret edilen yerler arasındadır ve ziyaretçilerin beğenisini kazanmaktadır. “The Snake Monument”, devasa bir kayaya oyulmuş yılan şeklini andıran bir yapıdır. “The Garden Temple Complex” ise Petra’nın gizli hazinelerinden biridir ve turistler tarafından nadiren ziyaret edilir.
Petra antik kentinin gizli köşeleri, turistler tarafından pek bilinmese de, ziyareti kaçırılmaması gereken yerlerdir. Bu nadir keşifler, ziyaretinizi daha unutulmaz ve özel kılacaktır.